Makale
Belçikalılar önce Kongo’nun hesabını versin!
Öyle anlaşılıyor ki Belçika'daki bazı kuruluÅŸlar Türk kökenli siyasetçileri 'soykırım testi'nden geçirmeyi kendilerine iÅŸ edinmiÅŸler. Brüksel milletvekili Mahinur Özdemir, 1915'de olanları 'soykırım' olarak tanımlamayı kabul etmeye yanaÅŸmadığı gerekçesiyle partisinden ihraç edilmiÅŸ. Brüksel'e gidenler bilirler, ÅŸehri anıtsal nitelikteki görkemli binalar süsler. Yine, tarih okurları bilirler, bu yapıların her karışında Kongoluların kanı, emeÄŸi var. Aslında bu anıtlar Belçika'nın geçmiÅŸinin karanlık yanlarını ifÅŸa eder.
Belçika Kralı II. Leopold Afrika pastasından kendine pay olarak “Zaire”yi, yani Kongo'yu ayırdı. 1876'da “Afrika'nın ortaya çıkarılması ve uygarlaÅŸtırılması" gibi düzmece bir gerekçeyle “Uluslararası Afrika DerneÄŸi”ni kurdu. Leopold 1885'de Berlin'de toplanan Afrika'yı paylaÅŸma konferansından istediÄŸini aldı. Kongo'yu özel mülkü haline getiren Leopold, siyahları çiftliklerde, madenlerde ve kauçuk ormanlarında zorla çalıştırdı. Ayrıca, Amerikan ve Ä°ngiliz ÅŸirketlerine rüÅŸvet kabilinden imtiyazlar saÄŸladı. Leopold'un Kongo'yu 'uygarlaÅŸtırması' sonucunda Belçika daha zenginleÅŸti, Kongo ise daha fakirleÅŸti ve milyonlarca evladını kaybetti. Kongo'nun sömürülmesi sonucunda elde edilen gelirin büyük kısmı Belçika'ya aktarılırken küçük bir kısmı Kongo'ya ayrılıyordu. Kongo'ya ayrılan gelirin yarısı ise sömürgecilerin kolluk kuvvetlerine gidiyordu.
Bir Ä°ngiliz kadın, Alice Harris, vicdanının sesine kulak vermeseydi Kongo'da yaÅŸanan faciadan kimsenin haberi olmayacaktı. Harris, kauçuk iÅŸinde gevÅŸek davrandıkları gerekçesiyle elleri ve ayakları çaprazlama kesilen Kongoluları fotoÄŸraflamıştı. “UygarlaÅŸtırma”nın ne anlam ifade ettiÄŸini bu fotoÄŸraf karesi çok iyi anlatıyordu. FotoÄŸrafta siyahî bir baba küçük çocuÄŸunun kesilen eli ve ayağına bakmaya zorlanırken görülüyordu. ÇocuÄŸu cezalandırmakla yetinmeyen sömürücüler babaya da bu cezayı uygun bulmuÅŸlardı.
Bu vaka münferit deÄŸildi, binlercesi vardı. Kamuoyu baskısı nedeniyle Belçika Meclisi 1904'de iddiaları araÅŸtırmak için komisyon kurdu ama durum deÄŸiÅŸmedi. Öyle ki Amerikalı yazar Mark Twain, “Belçika Krallığı 1 yıl önce ne idiyse yine odur. Kral yırtıcı bir hayvan gibidir. Para kazanmak için her yıl öldürdüÄŸü yerlilerin sayısı yarım milyondur” diyecektir. Sömürge döneminde can veren kurbanlar için 4 ila 15 milyon arasında bir rakam veriliyor. Oysa Kongolular yurtlarını sömürgeleÅŸtiren Belçika'ya karşı savaÅŸ açmış bile deÄŸillerdi.
Kongo 55 yıl önce, 1960'da yine bir Haziran ayında bağımsızlığını kazandı. “Kongo Ulusal Hareketi” lideri Patrice Lumumba BaÅŸbakan oldu. Belçika ve diÄŸer Batılı ÅŸirketler Kongo'dan ellerini çekmek istemediler. Onlara istediklerini vermeyen Lumumba, “Sovyetler BirliÄŸi”ne yanaÅŸmak zorunda kaldı. Böylece “yok edilmesi gereken düÅŸman” oldu. Önce maden yataklarıyla göz kamaÅŸtıran Katanga eyaletini Kongo'dan kopardılar. CIA'in ve Belçika gizli servisinin desteklediÄŸi bir darbeyle Lumumba baÅŸbakanlıktan uzaklaÅŸtırıldı.
Lumumba ülke içinde uzun bir yolculuÄŸa çıkarak direnmeye devam etti. Ancak iÅŸbirlikçe çete tarafından ele geçirilerek Katanga lideri Moiz Çombe'ye teslim edildi. 17 Ocak 1961'de infaz edilen Lumumba'nın cesedi asit varillerinde yok edildi. Başından sonuna kadar, “Lumumba Olayı”nda ABD, Belçika ve Ä°ngiliz gizli servislerinin rol oynadıkları sonraki yıllarda netlik kazandı. Belçika Hükümeti cinayetteki sorumluluÄŸunu 2002'de kısık bir sesle itiraf etti ama milyonlarca kurbandan kimse bahsetmiyor. Çünkü kurbanlar, Siyahî.
YENÄ°ÅžAFAK
Henüz yorum yapılmamış.